Öz güvenli insanlar, kendilerini oldukları gibi kabul ederler. Kusurlarını bilirler ve bunları gizlemek yerine, öğrenme fırsatları olarak görürler. Oprah Winfrey’i ele alalım. Oprah, çocukluk yıllarında büyük zorluklarla karşılaşmış ve kariyerinin başlangıcında bir haber kanalından kovulmuştur. Ancak bu başarısızlığı, onun öğrenmesine ve daha büyük bir şey inşa etmesine yardımcı olmuştur.

Kendinize şu soruyu sorun: “Hatalarım bana ne öğretebilir?”

Bir düşünün: Hayatta hiç hata yapmamış olsaydınız, şu an olduğunuz kişi olabilir miydiniz? Kusurlarınız sizi siz yapar ve büyüme ancak bu kusurları kabul etmekle başlar. Hata yaptığınızda durup kendinize bir kahve ısmarlayın ve deyin ki: “Ben öğreniyorum, bu da bir başarıdır.”

Hayır demeyi bilmek, öz güvenin temel taşlarından biridir. Öz güvenli insanlar, enerjilerini nereye harcayacakları konusunda seçici davranırlar. Steve Jobs’un bir sözü vardır: "Odaklanmak, hayır diyebilme cesaretidir." Bu, önceliklerinize sadık kalmanızı ve sizi öne çıkaracak şeylere odaklanmanızı sağlar.

Bir gün bir arkadaşım vardı, her davete “evet” diyordu. Sonunda öyle yoruldu ki kendi yapmak istediği hiçbir şeye enerjisi kalmadı. İşte bu yüzden hayır demek bir sanat. Sınır koymak, enerjinizi doğru alanlara yönlendirmenize ve daha üretken olmanıza yardımcı olur. Kendinize şunu sorun: “Gerçekten istiyor muyum, yoksa sadece başkalarını mutlu etmek için mi evet diyorum?”

Öz güvenli insanlar, kim olduklarını ve ne istediklerini bilirler. Kendi değerlerini tanımış, hayatlarını bu değerler etrafında şekillendirmişlerdir. J.K. Rowling’i düşünün. Harry Potter’ı yazarken defalarca reddedilmiştir ama neye inanıyor olduğunu bildiği için vazgeçmemiştir.

Bir gün elinize bir defter alın ve kendinize sorun: “Hayatta beni gerçekten ne mutlu eder?” Yanıtlarınız sizi şaşırtabilir. Belki hep yapmak istediğiniz ama bir türlü cesaret edemediğiniz bir şey vardır. Onu keşfetmek, öz güven yolculuğunuzda en büyük adım olabilir.

Hayat iniş çıkışlarla doludur, ancak öz güvenli insanlar bu dalgalanmaları birer fırsat olarak görür. Thomas Edison’ın şu sözü çok şey anlatır: "Ben başarısız olmadım. 10.000 işlemin nasıl işe yaramadığını buldum." Bu pozitif tutum, Edison’un ampulü icat etmesine yol açtı.

Olumsuzluklarla karşılaştığınızda kendinize şunu sorun: "Bu durumdan ne öğrenebilirim?" Küçük bir örnek: Trafikte sıkışıp kaldınız. Sinirlenmek yerine bu zamanı bir sesli kitap dinlemek için kullanabilirsiniz. Pozitif bir bakış açısı, hayatın sürprizlerini daha keyifli hale getirir.

Öz güvenli insanlar, kendi gelişimlerini bir öncelik haline getirirler. Bill Gates’in "Think Week" adını verdiği bir alışkanlığı vardır: Yılda iki kez tamamen geri çekilip kitap okuduğu ve yeni fikirler düşünmek için zaman ayırdığı haftalar.

Kendinize yatırım yapmak bazen küçük bir adımla başlar. Mesela uzun zamandır izlemek istediğiniz bir eğitici videoyu açıp izlemek ya da bir dil uygulaması indirip birkaç yeni kelime öğrenmek. Kendinize her gün en az 30 dakika ayırın ve o süreyi sadece size faydası olacak bir şeye harcayın. Bu küçük adımlar bir süre sonra büyük bir fark yaratır.

Öz güvenli olmak, sadece kendi başarılarınıza odaklanmak değil, başkalarının da potansiyellerine ulaşmasını desteklemektir. Nelson Mandela, empatiyle liderliğin çok güzel bir örneğidir. Hapishanede geçirdiği 27 yıla rağmen, affetme ve birleştirme mesajlarıyla insanlara liderlik etmiştir.

Başkalarını anlamak için küçük bir şey yapabilirsiniz: Bugün bir arkadaşınıza ya da iş arkadaşınıza nasılsınız diye sorun ve gerçekten cevabını dinleyin. Empati, çevrenizdeki bağları güçlendirir ve kendinizi daha güvenilir bir birey olarak görmenize yardımcı olur. Küçük adımlar büyük etkiler yaratır.

En önemli alışkanlık budur. Öz güvenli insanlar, mükemmel anı beklemek yerine harekete geçerler. Richard Branson’ın bir sözü vardır: "Eğer bir şeyi yapabileceğinizden emin değilseniz bile deneyin. Nasılsa yolunu bulursunuz." Bu cesur yaklaşım, başarının kapısını açar.

Bir gün bir arkadaşım, topluluk önünde konuşma yapmaktan korktuğunu söyledi. Aslında hazırlığı tamdı, ama "Ya hata yaparsam?" diye endişeleniyordu. Ona şöyle dedim: "Hata yapmaktan korkma, çünkü hata yapmazsan öğrenemezsin. Ayrıca çoğu insan senin performansından çok, verdiğin mesajı önemser." Bu cesaretlendirme işe yaradı ve o konuşmayı yaptı. Sonuç mu? Harika bir iş çıkardı ve şimdi sunum yapmak onun en güçlü yanlarından biri. Siz de korkularınızı bir kenara bırakıp ilk adımı atabilirsiniz.

Öz güven, bir varış noktası değil, bir yolculuktur. Bugün, bu alışkanlıklardan birini hayatınıza dahil ederek başlayabilirsiniz. Denemekten korkmayın, çünkü her deneme sizi daha güçlü bir birey yapar.

Oprah, Mandela, Edison ya da Rowling hepimiz gibi başladılar. Onları farklı kılan, cesur olmaları ve hatalarından ders çıkarmalarıydı. Kendi hikayenizi yazmak için bugün bir adım atın. Ve şunu unutmayın: Kendinize inanmanız, başarılarınızın temel taşıdır.